قوله
تعالى
أفرأيتم
اللات والعزى
388- "Gördünüz
mü? O Lat ve Uzza'yı?" (Necm 19)
أخبرنا أحمد
بن بكار وعبد
الحميد بن
محمد قالا
حدثنا مخلد
قال حدثنا
يونس عن أبيه
قال حدثني
مصعب بن سعد
بن أبي وقاص
عن أبيه قال
حلفت باللات
والعزى فقال
لي أصحابي بئس
ما قلت قلت
هجرا فأتيت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فذكرت
ذلك له فقال
قل لا إله إلا
الله وحده لا
شريك له له
الملك وله
الحمد وهو على
كل شيء قدير
وانفث على
شمالك ثلاثا
وتعوذ بالله
من الشيطان
الرجيم ثم لا
تعد
[-: 11481 :-] Mus'ab b. Sa'd b. Ebi
Vakkas, babasının şöyle dediğini nakletmiştir: Ben Lat ve Uzza adına yemin
edince arkadaşlarım: "Ne kadar •kötü bir şey söyledin. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gidip durumu anlatınca:
"''Allah'tan başka ibadete layık hiç bir mabud yoktur, O tektir ve ortağı
yoktur. Mülk Onundur, övgüler de Ona aittir, O'nun her şeye gücü yeter'' de. Üç
defa da sol tarafına tükür ve kovulmuş şeytandan Allah'a sığın. Bir daha da
böyle bir şey söyleme" buyurdu.
Tuhfe: 3938
4699'da tahrici
geçmişti.
أخبرنا أحمد
بن سليمان قال
حدثنا مسكين
بن بكير قال
حدثنا
الأوزاعي قال
حدثني الزهري
عن حميد بن
عبد الرحمن عن
أبي هريرة قال
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم من حلف
منكم فقال في
حلفه باللات
والعزى فليقل
لا إله إلا
الله
[-: 11482 :-] Ebu Hureyre, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Sizden kim Lat ve Uzza adına yemin
ederse: ''Allah'tan başka ibadete layık hiç bir mabud yoktur'' desin"
buyurduğunu nakletmiştir.
Tuhfe: 12276
4698'de tahrici
geçmişti.
أخبرنا علي
بن المنذر قال
حدثنا بن فضيل
قال حدثنا
الوليد بن
جميع عن أبي
الطفيل قال
لما فتح رسول
الله صلى الله
عليه وسلم مكة
بعث خالد بن
الوليد إلى
نخلة وكانت
بها العزى
فأتاها خالد
وكانت على
ثلاث سمرات
فقطع السمرات
وهدم البيت
الذي كان
عليها ثم أتى
النبي صلى
الله عليه
وسلم فأخبره
فقال ارجع
فإنك لم تصنع
شيئا فرجع خالد
فلما أبصرت به
السدنة وهم
حجبتها
أمعنوا في الجبل
وهم يقولون يا
عزى فأتاها
خالد فإذا هي امرأة
عريانة ناشرة
شعرها تحتفن
التراب على
رأسها فعممها
بالسيف حتى
قتلها ثم رجع
إلى النبي صلى
الله عليه
وسلم فأخبره
فقال تلك العزى
[-: 11483 :-] Ebu't-Tufayl'in
bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'yi
fethettiği zaman Halid b. el-Velid'i Nahle'ye gönderdi. Nahle'de Uzza putu
vardı ve üç sedir ağacının üzerindeki bir mekanda bulunuyordu. Halid oraya
gitti. Sedir ağaçlarını kesti ve Uzza putunun bulunduğu mekanı yerle bir etti.
Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)' e dönerek durumu bildirdi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Geri dön. Zira Uzza'yı hala
öldürebilmiş değilsin" buyurdu. Halid geri döndü. Uzza'nın kapıcıları
Halid'i gördüklerinde: "Ey Uzza, ey Uzza!" diyerek dağa kaçtılar.
Halid putun olduğu mekana geldiğinde saçlarını dağıtmış çıplak bir kadınla
karşılaştı. Kadın yerden aldığı toprağı başına atıyordu. Halid kılıcını çekip
kadını oracıkta öldürdü. Geri dönüp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
olanları anlatınca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İşte Uzza
denen de o kadındır" buyurdu.
Tuhfe: 12276
Diğer tahric: Ebu
Ya'a. (902); Ebu Nuaym, Deldil (463).
قوله
تعالى ومناة
الثالثة
الأخرى
389- "Ve
Üçüncüleri Olan Ötekini, Menatlı" (Necm 20)
أخبرنا عمرو
بن عثمان بن
سعيد بن كثير
قال حدثنا أبي
عن شعيب عن
الزهري عن
عروة قال سألت
عائشة عن قول
الله عز وجل
فلا جناح عليه
أن يطوف بهما
فوالله ما على
أحد جناح ألا
يطوف بالصفا
والمروة قالت
عائشة بئس ما
قلت يا بن
أختي إن هذه
الآية لو كانت
كما أولتها
كانت لا جناح
عليه ألا يطوف
بهما ولكنها أنزلت
في أن الأنصار
قبل أن يسلموا
كانوا يهلون
لمناة
الطاغية التي
كانوا يعبدون
عند المشلل
وكان من أهل
لها يتحرج أن
يطوف بالصفا
والمروه التي
كانوا يعبدون
عند المشلل
وكان من أهل
لها يتحرج أن
يطوف بالصفا
والمروة فلما
سألوا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم عن
ذلك أنزل الله
عز وجل { إن
الصفا
والمروة من
شعائر الله
فمن حج البيت
أو اعتمر فلا
جناح عليه أن
يطوف بهما } ثم
قد سن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
الطواف بهما
فليس لأحد أن
يترك الطواف
بهما
[-: 11484 :-] Urve der ki: Hz.
Aişe'ye, "Yüce Allah'ın: '' ... Kim Beyt'i hacceder, ya da umre yaparsa
ikisi arasında sa'y etmesinde kendisine bir günah yoktur.'' (Bakara178) ayeti
hakkında ne düşünüyorsun? Valiahi! Ben bir kimsenin bu ikisi arasında sa'y
etmemesinde bir sakınca görmüyorum" diye sorduğumda, Hz. Aişe dedi ki:
Bu sözün ne kadar
kötüdür ey yeğenim! Eğer bu ayetin manası dediğin gibi olsaydı, o zaman ''O
kimseye Safa ile Merve arasında sa'y etmemekte bir sakınca yoktur'' şeklinde
inerdi. Oysa bu ayet Ensar hakkında nazil olmuştur. Çünkü onlar, Müslüman
olmadan önce Muşellel'in yanında bulunan Menat için telbiye getirirlerdi ve
Safa ile Merve arasında sa'y etmekten çekinirlerdi. islam gelince bunu
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sordular. Bunun üzerine Yüce Allah
şu ayeti indirdi: "Safa ile Merve, Allah'ın nişanlarındandır. Kim Beyt'i
hacceder ya da umre yaparsa ikisi arasında sa'y etmesinde kendisine bir günah
yoktur." (Bakara 178) Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Safa
ile Merve arasında sa'y etmeyi emretti. Kimsenin bu ikisi arasında sa'y etmeyi
terk etmesi caiz değildir.
Tuhfe: 12276
3946'da geçmişti.